D vitamini bir mucize mi yoksa bir gereklilik mi?
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Teralı yapılan birçok çalışmada D vitamininin sadece iskelet sistemi üzerinde değil, diğer organ sistemleri üzerinde de etkileri olduğunu ve bunun en önemli yansımalarından birisinin insanlardaki pek çok rahatsızlığın ya da hastalığın vücudun D vitamini bakımından fakir olma durumu ile alakası bulunduğunu söyledi.
D vitamininin temelde vücuttaki kalsiyum ve fosfor miktarlarını düzenleyen bir vitamin olduğu hatırlatmasında bulunan Teralı, “Vitamin güneş ışığının cilde temasıyla sentezlenebileceği gibi sınırlı sayıdaki hayvansal ya da bitkisel gıda yoluyla da alınabilir” dedi.
Teralı, D vitamininin aynı zamanda vücuttaki belli başlı süreçleri yöneten önemli bir hormon olduğuna da dikkat çekerek, insanların sahip olduğu genlerin yaklaşık yüzde üçünün doğrudan veya dolaylı yoldan bu hormonun kontrolü altında olduğunu kaydetti.
Laboratuvarlarda düşük serum D vitamini düzeylerinin kolayca ölçülebildiğini aktaran Teralı, söz konusu vitaminin eksik olması durumunda ise takviye edilebileceğini belirtti.
Teralı, 30 ng/mL’nin altındaki serum D vitamini düzeylerinin düşük olarak değerlendirildiğini ve takviye edilmesi gerektiğini söyleyerek, daha yaşlı erişkinlerde (>65 yaş) ise kemik sağlığının korunması için bu düzeylerin 50 ng/mL’nin üzerinde olmasının önemli olduğunu hatırlattı.
Öte yandan, D vitamininin iskelet dışı etkileri ile ilgili tartışmaların hâlen sürdüğünü kaydeden Teralı, yeni yayımlanan derleme ve meta analizlerin umulanın aksine vücuttaki D vitamini fazlasının (>50 ng/mL) erişkinlerde kanser, kalp-damar hastalıkları veya tip 2 diyabet riskini düşürücü bir rol oynamadığına dair bulgular sunduğunu belirtti.
Teralı, ayrıca 100 ng/mL ve üzerindeki serum D vitamini düzeylerinin vücut için toksik yani zehirli olduğuna da dikkat çekerek, “Sonuç olarak, vücudunda yeterli miktarda D vitamini bulunan kişiler için ek D vitamini uygulaması kişinin genel sağlık durumu üzerinde olağanüstü faydalar sağlamasa da ileri derecede D vitamini eksikliği çeken bireylerde noksan olan miktarın yerine konulması elzemdir” dedi.
UKÜ Tıp Fakültesi olarak D vitamini eksikliğinin Kıbrıs Türk toplumundaki yaygınlık oranı ve bunun belirleyicileri ile ilgili bilimsel çalışmalara devam ettiklerinin altını çizen Teralı, yeni bulguları gelecekteki bir yayında herkesle paylaşacaklarını da dile getirdi.