Dünya Mimarlık Günü’nde Dayanıklı Kent Vurgusu
Her yıl Ekim ayında kutlanan Dünya Mimarlık Günü kapsamında demeç veren Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemil Atakara, bu özel günün bizlere mimarlığın yalnızca estetik ve işlevsellikten ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumların geleceğini şekillendiren güçlü bir araç olduğunu hatırlatmakta olduğunun altını çizdi.
“2025 yılı teması olan “Güç İçin Tasarım”, mimarlığın krizlere, afetlere ve küresel belirsizliklere karşı dirençli, sürdürülebilir ve insana değer veren bir yaklaşım geliştirmesi gerektiğini vurgulamaktadır” diyen Atakara, içinde yaşadığımız çağın iklim değişikliği, hızlı kentleşme ve doğal afetler, yapı üretiminde yalnızca bugünü değil, geleceği de düşünmemizi zorunlu kıldığını vurguladı. “Güç İçin Tasarım” temasının yalnızca betonarme dayanıklılığını değil; aynı zamanda sosyal dayanışmayı, kültürel sürekliliği ve ekolojik dengeleri de kapsamakta olduğunu ifade etti. “Dayanıklı ve uyum sağlayabilen yapılı çevreler, krizlere karşı toplumların en önemli güvencesidir” şeklinde konuştu. “Bu vesileyle, tüm meslektaşlarımı ve öğrencilerimizi Dünya Mimarlık Günü’nü kutlamaya; geleceğe karşı sorumluluk bilinciyle, insan ve doğa için daha güçlü tasarımlar üretmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Mimarlığın Dönüştürücü Gücü: Toplum, Kültür ve Doğa İçin Tasarım
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sertaç İlter de mimarlığın yalnızca binalar üretmek sorumluluğunu üstlenmediğini aynı zamanda toplumun yaşam kalitesini artırmak için de sorumluluk taşıdığını ifade etti. Teknolojik dönüşümlerin mimarların rolünde de değişimler yarattığını dile getiren İlter, “Mimarlar günümüzde kentlerin yalnızca fiziksel değil, toplumsal ve kültürel yapılarının da şekillenmesinde aktif rol oynuyor” şeklinde konuştu. Mimarlığın, daha iyi bir geleceğin maddi zemininin inşası olduğunun altını çizdi. “Dünya Mimarlık Günü, bizlere mesleğimizin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor. Tüm meslektaşlarıma, öğrencilerime ve topluma çağrım şudur: Daha adil, daha kapsayıcı, daha yeşil bir dünya için mimarlığın dönüştürücü gücüne inanalım” ifadelerini kullandı. Bu vesileyle yeni yetişecek mimarların eğitiminin önemine de değinen İlter, “Öğrencilerin toplumsal sorumluluk bilinci, etik değerler ve estetik duyarlılıkla donatılması gerekiyor. Yeni kuşak mimarların; eleştirel düşünebilmesi, disiplinlerarası çalışabilmesi, dijital araçları etkin kullanabilmesi ve aynı zamanda kültürel duyarlılığını kaybetmemesi çok önemli. Biz üniversitemizde öğrencilerimize yalnızca teknik donanım kazandırmayı değil, etik bir duruş ve estetik vizyon kazandırmayı da hedefliyoruz” şeklinde konuştu.