“Gerek bulaş öncesi gerek bulaş sonrası bizi koruyabilecek tek silah aşıdır”
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barlas Aytaçoğlu viral pandemilerde en önemli koruyucu müdahalelerin başında aşılar geldiğini belirterek, “Virüslere karşı etkin ilaçların olmamasından dolayı bulaşmamak birinci korunma önkoşulu iken, gerek bulaş öncesi gerekse bulaş sonrasında bizi koruyabilecek tek silah aşıdır” ifadesini kullandı.
2019 yılının sonundan bu yana mücadele edilen COVID-19 virüsünün başta kullanılan klorokin gibi ilaçlara rağmen yayılmaya ve öldürmeye devam ettiğini anımsatan Aytaçoğlu, “Ancak özellikle son iki ay içerisinde Türkiye’de aşılanmış bir milyon 500 bin civarındaki sağlık çalışanları içerisinde hastalığa yakalanma görülse de ölüm gerçekleşmemiştir” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Aytaçoğlu, ülke olarak en yoğun iletişimde bulunduğumuz Türkiye’de en sık görülen enfeksiyon ajanı COVID-19 delta varyantı olduğunu aktararak, delta varyantının vakaların şu anda neredeyse %90-95’ini oluşturduğunu belirtti.
Bu durumda ne kadar önlem alırsak alalım bu varyantın ülkemizde de görüleceği ve hastalığa neden olabileceği gerçeğinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Aytaçoğlu, Türkiye’de yoğun bakımlarda yatan hastaların %98’inin ne yazık ki aşı olmamış kişilerden oluştuğunu ifade etti.
Prof. Dr. Aytaçoğlu, aşılar içerisinde bu varyanta yönelik en etkili aşının Dünya Sağlık Örgütü ve üretici firmanın bildirilerinden öğrenildiği kadarıyla BionTech-Pfizer aşısı olduğunu dile getirerek, aşının şu anda Amerikan FDA’nın (Food and Drug Administration) onayını aldığını da kaydetti.
Aşı karşıtı olanların en büyük tezlerinden biri olan aşıların onaysız olduğu savının bu onay ile büyük bir darbe aldığını söyleyen Aytaçoğlu, “Diğer aşıların da önemli bir kısmının onay alması her an bekleniyor” dedi.
Aytaçoğlu, virüsün orta yaş ya da yaşlı gruplarında ve bilhassa kronik rahatsızlığı bulunan insanlarda %6 ile 9 oranında ölüme sebep verdiğine dikkat çekerek, “Bir koroner bypass ameliyatının bile normal şartlarda %1 ölüm riskiyle gerçekleştirildiği göz önüne alındığında bu hastalığın ne kadar öldürücü olabileceği her halde yeteri kadar açıktır. Geride bırakabileceği kalıcı sakatlıkları henüz konuşamıyoruz bile ki bunlar da ancak önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkacaktır” şeklinde konuştu.
Bu şartlar altında ne olursa olsun hem kendimizi hem de sevdiklerimizi korumanın en önemli aracı aşılar olduğunu vurgulayan Aytaçoğlu, “Ancak günümüz şartlarında aşı olsak dahi maske, mesafe ve hijyen konusu da en az aşılar kadar önemlidir” açıklamasında bulundu.