Kampüs

Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde, ölüm oranları daha yüksek

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedef Çakır, hava kirliliği ile COVID-19 arasındaki ilişkiyi değerlendirerek, hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde COVID-19 ölüm oranının daha fazla olduğunu kaydetti.

CIU News Full Width Default Image

Yrd. Doç. Dr. Çakır, korona virüsün günümüzün küresel çevre problemlerinden büyük öneme sahip olan hava kirliliği arasındaki ilişkiyi farklı yönden ortaya koyan çalışmalar yapıldığını aktararak, “İlk çalışma grubunda, hava kirliğinin yüksek olduğu bölgelerde ölüm oranının daha fazla olduğu şeklinde sonuçlar ortaya koyan çalışmalar yapıldı” ifadesini kullandı.

Harvard Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalara dikkat çeken Çakır, özellikle çapı 2.5 mikrondan küçük partikül madde konsantrasyonunda metreküpteki 1 mikrogram artışın ölüm riskini 15% arttırdığı sonucuna ulaşıldığını açıkladı.

İtalya örneği

Yrd. Doç. Dr. Çakır kirli havanın solunum yolu hastalıkları risklerini de artırdığını belirterek, özellikle kuzey İtalya’daki yüksek ölüm oranlarının bölgedeki yoğun endüstriyel faaliyetlere bağlı hava kirliliği ile ilişkili olduğunun yapılan araştırmalar ile vurgulandığını kaydetti.

Covid-19 ile hava kirliliği arasındaki ilişkiyi ortaya koyan ikinci çalışma grubunda ise salgın nedeniyle uygulanan sosyal izolasyonun hava kirliliği üzerine olan etkilerinin incelendiğini belirten Çakır, belirli sürelerde uygulanan sosyal izolasyon ve karantinalar nedeniyle deniz/hava/kara ulaşımı ile endüstriyel faaliyetlerin durma noktasına geldiklerini ve bunlara bağlı olarak da hava kirlilik oranlarında azalmalar yaşandığını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Çakır, kuzey Çin, batı Avrupa ile Amerika’da özellikle taşıt ekzozlarından, elektrik santralleri ve endüstriyel bacalarından salınan azot dioksit konsantrasyonunun geçen yılın aynı dönemlerine göre 60% azalma gösterdiğini belirterek, ayrıca Çin’de de partikül madde konsantrasyonunda 35%’lik azalmaların olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar yayınlandığını kaydetti.

Avrupa Çevre Ajansı’nın yayınladığı diğer bir araştırmada da Azot dioksit gazı ve partikül madde konsantrasyonlarında geçen yılın aynı dönemlerine göre düşüşler olduğunu aktaran Çakır, “Ancak bu düşüşler Avrupa’nın tüm şehirlerinde aynı şekilde seyretmedi. Şehirlerdeki insan faaliyetlerinin ve hava şartlarının farklılığından dolayı ortaya farklı değerlendirmeler çıktı” dedi ve insan aktivitelerinin hava kalitesine etkisini vurguladı.