“İyileştirme her iki alanda paralel olarak ilerlemeli”
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Rüstemoğlu Türkiye’de Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli gerçekleşen depremin psikolojik, sosyolojik ve hayati yıkımlarının yanı sıra ekonomik yansımalarının da bulunduğunu belirterek, iyileştirmelerin her iki alanda paralel olarak ilerlemesinin önemine dikkat çekti.
Deprem nedeniyle birçok insanın en temel ihtiyacı olan yemek, giyim, barınma gibi taleplere ulaşmakta güçlük yaşandığını anımsatan Rüstemoğlu, ayrıca söz konusu bölgelerde gerçekleşen deprem sonrasında birçok insanın farklı illere göç etmek zorunda kaldıklarını da dile getirdi.
Rüstemoğlu, 1999 yılında Marmara’da gerçekleşen depremde olduğu gibi yine bu depremde de ekonomik üretimin durma noktasına gelme riski taşıdığını söyleyerek, “Ne yazık ki ekonomik daralma ya da durgunlaşma kaçınılmaz görünüyor” ifadesini kullandı.
Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta uzunca bir süredir yaşanan enflasyonist baskılar konusunda da hatırlatmada bulunan Rüstemoğlu, yaşanan deprem ile ortaya çıkacak ekonomik daralmanın mevcut ekonomik durgunluğu daha da zorlu bir duruma sokacağını işaret etti.
Rüstemoğlu, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) 2023 Kahramanmaraş depremi için 84 milyar dolar civarında bir maddi kayıp öngördüğünü bildirerek, “Yine TÜRKONFED’e göre 660 milyar TL civarında öngörülen 2023 bütçe açığının depremle birlikte 1 trilyon TL’yi geçmesi bekleniyor” şeklinde konuştu.
Özellikle altyapı hasarları bakımından yedi önemli başlığın ön plana çıktığını söyleyen Rüstemoğlu, bunların ulaşım, elektrik, doğalgaz, petrol hatları, iletişim, hastaneler ve okullar olduğunu aktardı.
Rüstemoğlu, ayrıca Türkiye’deki ve Kuzey Kıbrıs’taki vatandaşların ilk andan itibaren gösterdiği yardımlaşma ve dayanışma kültürünün dikkate değer olduğunu dile getirerek, ancak yardımların bir program dâhilinde, ihtiyaçlara göre düzenlenmesi ve dağıtılması yönünde sistematik politikalara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Bu konuda özellikle politika yapıcılara ciddi sorumluluklar düştüğünün altını çizen Rüstemoğlu, “Tıpkı Covid-19 sürecinde olduğu gibi dayanışma kültürünün canlı tutulması ve politika yapıcıların ivedilikle yardımları bir plan dâhilinde depremzedelere ulaştırması önemlidir” dedi.