Mimar-plancı Hakkı Atun UKÜ’de geleceğin mimarları ile bir araya geldi
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi (GSTMF) Mimarlık Bölümü tarafından Dünya Şehircilik Günü kapsamında düzenlenen seminerde, mimar-plancı Hakkı Atun konuk edildi.
UKÜ GSTMF öğretim üyeleri Doç. Dr. Payam Mahasti, Dr. Gizem Caner ve Dr. Nezire Özgece tarafından organize edilen etkinlikte “KKTC' Özel Referansla Kıbrıs'ta Şehirciliğin Gelişimi” irdelendi.
Hakkı Atun konuşmasında, Kıbrıs’ta ve KKTC’deki şehir planlama süreçlerini anlatarak, bu bağlamda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiliz sömürge yönetiminin Kıbrıs'ta şehir planlamasını resmen uygulamaya koyduğunu, 1946 yılında Fasıl 96 - Yollar ve Binalar yasasının çıkarıldığını ve 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra Planlama ve Konut İdaresi’nin İçişleri Bakanlığı'nın yetkisine girdiğini açıkladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mimar-mühendis olarak 1959 yılında mezun olduğunu aktaran Atun, o yıldan itibaren Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde planlama alanında yürüttüğü çalışmalar ve resmi kurumlarda aldığı görevler hakkında bilgi verdi.
Hakkı Atun, Planlama ve İnşaat biriminin kuruluş süreci hakkında da konuşarak, bu süreçte ilk ve en önemli sorunun Lefkoşa'ya gelen 25 bin göçmen için barınma ihtiyacını karşılamak olduğunu anımsattı.
İngiliz Yönetimi döneminde Lefkoşa'da birkaç konut projesi yapıldığı bilgisini veren Atun, “Planlama ve inşaat ofisi kapsamlı bir ‘Kıbrıs'ta Göçmenler için Konut’ projesi hazırladı. 1965 ve 1970 yıllarında çeşitli tiplerde evler inşa edildi” ifadesini kullandı.
Atun, Temmuz 1974 sonrasında adadaki iki toplumun birbirinden coğrafi olarak ayrıldığını ve Kıbrıslı Türklerin tarihlerinde ilk kez sınırları belli bir yerde yaşayan bir nüfus olduklarını söyleyerek, “Kendi devletlerini kurdular. BM tarafından Lefkoşa Nazım Planının hazırlanması önerildi ve şehrin iki belediye başkanı arasında mutabakata varıldı. Biri, anlaşma olması durumunda kentin iki yarısını birleştirmek, diğeri ise daha esnek bir planlama olmak üzere 2 alternatif plan ortaya koyuldu” dedi.
Konuşmasında Rum tarafının planı kabul ederek yürürlüğe koyduğunu ancak Türk siyasi otoritelerinin bu planın gerekliliğini çok geç anladığını dile getiren Atun, “Lefkoşa İmar Planı gecikmeli olarak uygulamaya konuldu. Planın her beş yılda bir revize edilmesi gerekiyordu ama süreç o şekilde işlemedi” şeklinde konuştu.
Hakkı Atun son olarak, planlama mekanizmasının siyasetten ayrışması gerektiğine dikkat çekerek, siyasi karar alıcıların popülizmden vazgeçmesi ve daha iyi, yaşanabilir şehirlere sahip olmak için halka karşı açık ve dürüst olmaları gerektiğinin altını çizdi.