Narenciye üreticisi zor günler geçiriyor
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi, Bitkisel Üretim ve Teknolojileri Bölümü Öğretim Elemanı ve Bitki Koruma Uzmanı Dr. Mine Erdal KKTC genelinde yaşanan Turunçgil Yeşillenme hastalığı nedeni ile narenciyenin büyük bir tehdit altında olduğunu ifade etti.
Söz konusu hastalığın KKTC’nin hemen hemen her bölgesinde görüldüğüne dikkat çeken Erdal, bu kapsamda hastalığın mücadelesi ile ilgili ciddi çalışmalar yapıldığı bilgisini de paylaştı.
Erdal, turunçgil yeşillenme hastalığının dünyadaki en yıkıcı turunçgil hastalıklarından biri olduğunu kaydederek, “Tüm turunçgil ağaçlarını (turunç, mandalina, greyfurt, vb.) etkisi altına alan hastalığın aynı zamanda ağaçların üretim ömürlerini de kısaltması nedeniyle turunçgil endüstrisine büyük tehdit oluşturduğunu kaydetti.
Hastalığın ana etmeninin saf olarak kültüre alınamayan ve varlığı moleküler yöntemlerle ortaya konabilen bir etmen olan Candidatus liberibacter olduğunu açıklayan Erdal, “Hastalık, turunçgil üretim alanlarında veya ülkeler arasında vektör böceklerle veya enfekteli aşı gözleri ile taşınıyor” ifadesini kullandı.
Erdal, herhangi bir ağacın bir kez enfekte olması durumunda hastalığın etkili bir kontrolünün veya tedavisinin bulunmadığını aktararak, “Bu hastalık insanlar veya hayvanlar için bir tehdit oluşturmaz ancak portakal, greyfurt, limon, ıhlamur, kamkat, mandalina ve portakal yasemini gibi akrabalar da dahil olmak üzere her türlü narenciye ağacını yok edebilir” bilgisini paylaştı.
Enfekteli ağaçların özellikle şekilsiz, pazarlanamayan, acı meyveler ürettiğini işaret eden Erdal, ayrıca turunçgillerin miktarının ve kalitesinin de azalabileceğini kaydetti.
Erdal, enfeksiyon süresince ağaçtaki bakteri yoğunluğuna bağlı olarak ilk belirtilerin hastalık başlangıcından 1-5 yıl sonra şiddetli belirtiler şeklinde görülebileceğini belirterek, hastalık şiddetinin artması sonucunda yani 7-10 yıl içerisinde ise meyve bahçesi üretiminin ticari bir getirisinin kalmadığının altını çizdi.
Bilim insanlarının hastalık etmeninin vektör böceğinin tükürük kanalları aracılığı ile taşındığını düşündüklerini kaydeden Erdal, ilk kolonizasyonun ilkbahar aylarında çıkan yeni ağaç sürgünlerinde başladığını ve bu dönem hastalığın en fazla taşındığı dönem olarak bilindiğini dile getirdi.