Ukrayna Krizi: Soğuk savaş sıcak savaşa dönüşür mü?
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal, her geçen gün gerilimi artan Ukrayna-Rusya krizini, sıcak savaşa dönüşme ihtimali üzerinden değerlendirdi.
Yrd. Doç. Dr. Kocadal, Sovyetler Birliği’nin 26 Aralık 1991 tarihinde resmen dağıldığı zaman kimsenin kültürel, etnik, dini ve dil açısından birbirlerine çok yakın iki Sovyet Cumhuriyeti olan Ukrayna ve Rusya’nın bir gün savaşın eşiğine geleceğini düşünmediğini belirtti. Ancak, Rusya’da 1990’ların sonunda Vladimir Putin’in yönetime geldiğini anımsatan Kocadal, “Putin ile birlikte giderek artan dozda içeride daha otoriter dışarıda ise daha güvenlikçi politikalar izleyen Rusya için bugün Ukrayna baskı ve kontrol altında tutulması gereken bir ülke olarak görülüyor” ifadesini kullandı.
Kocadal, Rusya’nın, Ukrayna’nın NATO’ya hiçbir zaman katılmayacağının Batı tarafından taahhüt edilmesini istediğini aktararak, ayrıca eski Varşova Paktı ülkelerindeki NATO varlığının sona erdirilmesini de talep ettiğini söyledi.
Ukrayna ve başta ABD, Britanya, Fransa gibi Batılı ülkelerin ise Rusya’nın Ukrayna sınırlarına yakın bölgelere yaptığı askeri yığınağı Ukrayna’ya savaş açma planı olarak yorumladığını belirten Kocadal, “Böyle bir saldırı maalesef ihtimal dâhilindedir, fakat savaş asla kaçınılmaz olarak düşünülmemeli” dedi.
Kocadal, Rusya gibi askeri açıdan güçlü devletlerin bazen askeri güçlerini harekete geçirerek diplomasi yaptıklarını da hatırlatarak, “Burada amaç saldırının mümkün olduğuna karşı tarafı iyice inandırıp tek kurşun atmadan onu taviz vermeye zorlamak” şeklinde açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de Rusya’nın bu tavrına benzer bir şekilde yanıt verdiğini kaydeden Kocadal, “ABD, Ukrayna’ya silah ve ekonomik yardımda bulunuyor. Hatta bazı diğer askeri yöntemlerle de ihtiyaç duyulması halinde destek olacağı mesajını veriyor” bilgisini paylaştı.
Kocadal, bu kriz diplomasisinin aslında Soğuk Savaş şartlarına bir geri dönüş olarak yorumlanabileceğini de söyleyerek, “Buna hem evet hem hayır diyebiliriz. Bugün Rusya Federasyonu Sovyetler Birliği’ne nazaran Batı kurumları ve ekonomik sistemi ile daha bütünleşmiş durumdadır, yani Rusya açısından uzun süreli kriz büyük bir ekonomik yıkım demek olur” dedi.
Batı açısından da benzer bir durum söz konusu olduğunu işaret eden Kocadal, özellikle Almanya’nın Rus doğal gazına ciddi bir bağımlılığı olduğunu, Avrupa’da gerilim ve krizin ABD ve AB için de çok ciddi ekonomik ve politik sonuçlar doğurabileceğini anımsattı.
Kocadal, krizlerin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Soğuk Savaş’ın daima bir parçası olduğunu belirterek, “Büyük güçler arasında savaş hep engellenebildi. Bugün de engellenebilir. Savaş en son ihtimaldir ama siyasi-askeri krizlerle dolu yeni bir çağa çoktan girmiş olabiliriz” şeklinde konuştu.