UKÜ’de Medya ve Bilgiye Erişim Konferansı düzenlendi
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü tarafından 59. Kütüphane Haftası kapsamında düzenlenen ‘Bilgiye Erişim’ konulu panelde, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Emin Akkor ile Gazeteciler Cemiyeti Denetleme Üyesi Serkan Güler Kıbrıs ve Türkiye basınlarına dair değerlendirmelerde bulundular.
Akkor, konuşmasında bilgiye erişimin üç bağlamda tartışılabileceğini belirterek, bunların anayasa ve yasalar açısından, medya açısından ve son olarak da yurttaş açısından irdeledi.
Ülkede bilgiye erişiminin anayasa ve yasalar ile sağlandığını, 2000’li yıllarda çıkan bilgi edinme yasasına göre KKTC yurttaşlarının istediği bilgilere kolaylıkla ulaşabildiğini anımsatan Akkor, “Yasaların belli hakları vermesine rağmen bürokrasi, kamunun hantallığı ve politik isteksizlik gibi nedenlerle bizler bilgiye ulaşma konusunda engeller yaşıyoruz” ifadesini kullandı.
Akkor, medyada bilgiye erişim konusunu medyanın mülkiyet yapısı ile birlikte tartışılabileceğini işaret ederek, ülkede objektif yayıncılık yapabilme imkânlarının sınırlandırıldığına dikkat çekti. Mülkiyet yanı sıra konuya gelir açısından da bakmak gerektiğini söylen Akkor, “Gazetenin satışları ve reklamlarıyla kendi kendini döndürebildiği dönemlerde objektif bir yayıncılığın işleyebilmesi mümkündü. Ancak bugün reklama dayanan bir yayıncılık oluştuğu için reklam verenlerin çıkarlarına dokunmadan bir yayıncılık yapmak durumundasınız” dedi.
Akkor, son olarak yurttaşın bilgiye erişim noktasında sosyal medyaya başvurduğunu kaydederek, “Sosyal medyanın hayatımıza kattığı artılar yanı sıra bazı kötülükler de getirdi. Kişisel gözlemlerim olarak öncelikle nefret söylemi artık çok daha yaygın” ifadesini kullandı.
Gazeteci Güler ise konuşmasında, Türkiye’de basın tarihini sansür yasaları ile birlikte ele alarak, aslında internet yasası olarak ortaya çıkan yasaların sansür yasası olduklarını kaydetti.
Sosyal medyayı sadece gazetecilerin değil, halkın da kullandığını dolayısı ile halkından da cezalandırıldığını aktaran Güler, “Sansür yasası Türkiye için Osmanlı Dönemi’nden başlayan ve hala da çözülememiş bir sorundur” dedi. Günümüzde herkesin kolaylıkla bir cep telefonu sahibi olduğunu ve aslında herkesin aynı zamanda haberci olabileceği için söz konusu yasaların sadece gazeteciler için değil, tüm kullanıcılar için geçerli olduğunu dile getirdi.
Gazeteciliğin misyonu hakkında da konuşan Güler, sosyal medyada yazılanlara direkt olarak inanmamak gerektiğini ve o konuda iyi bir araştırma yapmanın önemini işaret etti.
Güler konuşmasında İletişim Fakültesi öğrencilerine de seslenerek, gençlere çok iş düştüğünü, genç arkadaşların mutlaka kendi bloglarını oluşturmaları gerektiğini aktardı. Önümüzdeki dönemde yazılı basının kalmayacağına da dikkat çeken Güler, “Yazılı basın kalmıyor. Görsel basın da uydu kanallarından değil internet üzerinden yayın yapacak. Herkes kendi medyasını oluşturacak” bilgisini paylaştı.