UKÜ’de Özel Yetenekli Çocukların Ebeveynlerine Yönelik Farkındalık Semineri Düzenlendi
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) özel yetenekli bir çocuğun ebeveyni olmanın getirdikleri, ebeveyn öz yeterliğini değerlendirme ve geliştirme çalışmaları konusunda bir etkinlik gerçekleştirdi.
UKÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağla Gür tarafından verilen "Özel Yetenekli Çocuklara İlişkin Ebeveyn Öz Yeterlikleri ve Farkındalıkları” başlıklı çevrim içi seminere Türkiye’den ve KKTC’den 300’ün üzerinde özel yetenekli çocuğa sahip ebeveyn katılım gösterdi.
Doç. Dr. Gür seminerde öz yeterlik kavramı hakkında bilgi vererek, “Öz yeterlik kişilerin belli durumlarla başa çıkabilmek için gerekli eylemleri ne kadar iyi yapabildiklerine dair yargılarını kapsıyor” dedi.
Ebeveyn öz yeterliğinin anne-babanın kendini ebeveynlik rollerinde yeterli görme derecesine işaret ettiğini aktaran Gür, ayrıca çocuklarının davranış ve gelişimleri üzerinde olumlu etki bırakabilmeye ilişkin algı ve inançlarını da kapsadığını kaydetti.
Doç. Dr. Gür, özel yetenekli çocukların ihtiyaçları olan yaşam becerilerini kazanmalarında, ruhsal ve duygusal olarak sağlıklı bir birey olarak yetişmelerinde ebeveynlerin önemli rolleri bulunduğunu vurgulayarak, “Çocukların sevildiklerini hissettikleri, ikilemlerini anlayan ve kendilerini önemseyen birilerine ihtiyaçları vardır” dedi.
Çocuğun sadece başarılı olduğunda ya da istenileni yaptığında sevileceğini düşünmesinin şartlı kabul anlamına geldiğini de söyleyen Gür, şartlı kabul hissinin ise özel yetenekli çocukta kaygıya, aşırı mükemmeliyetçilik davranışlarının gelişimine ve yalnızlaşmaya neden olduğunu aktardı.
Eğitim Bir Süreçtir
Doç. Dr. Gür, bazen ebeveynlerin kısa süreli başarılara odaklanarak, eğitimi bir süreç olarak görmekten uzaklaştıklarına dikkat çekerek, “Oysa yaşanılanlara kısa vadeli değil, uzun vadeli bir bakış açısı geliştirilmeli” ifadesini kullandı.
Ebeveynlerin öz yeterliklerini geliştirmek adına hem çocuklarını hem de kendilerini çok iyi tanımaları gerektiğini söyleyen Gür, “Bir ebeveynin güçlü yönlerini, kızdığı noktaları, çocuklarıyla ortak noktalarını bilmesi gerekiyor. Aynı şekilde çocuğun ilgilerine, kişisel, sosyal, bilişsel anlamda çeşitli özelliklerine ilişkin farkındalığı olması da önemli” dedi.
Doç. Dr. Gür, yaşamda olumsuz olana odaklanmak yerine olumlu olanın ön plana çıkarılması, çocuğa bireysel zaman ayırarak etkin ve nitelikli bağ kurmanın çocukla iletişimi de daha olumlu hale getireceğini belirtti.
Ebeveynin stres yaratan durumlara ilişkin gerginliğini azaltabileceği çözümler üretmesinin önemine de işaret eden Gür, stresin azalmasının olaylara daha çözüm odaklı yaklaşmaya destek olacağını kaydetti.