Virüs Salgını Kamu Otoritesinde Önemli Bir Değişime Yol Açar Mı?
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Gündoğan, corona virüs salgını nedeniyle vatandaşların sorunlarının çözümünde kamu otoritesinden beklentileri bulunduğunu kaydederek, “ 'Kamu otoritesi yurtaşlarına yardım etmeli', denilmektedir. En ılımlı talepler karantina ve sokağa çıkma yasağı gibi uygulamalarla zor durumda olanlara maddi destek yapılmasıdır. Göreli daha kökten taleplerse sosyal demokrat refah devleti programlarına geri dönülmesi ve bölüşüm ilişkilerinin yoksullar yararına yeniden düzenlenmesini içeriyor” dedi.
Her bunalım sonrasında bir reform beklentisi olduğuna dikkat çeken Gündoğan, “Eğer büyük bir afet, yıkıcı bir ekonomik çoküş, ya da savaş gibi bir nedenden bunalım yaşanıyorsa ardından beklenen en azından ciddi bir reform dalgasıdır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Gündoğan, pek çok ülkenin bu türden bunalımlar sonrasında yeni kurumlar kurduğunu, yeni politikalar geliştirdiğini belirterek, sistemini sürdürememesi durumunda rejimini bile değiştirdiğini kaydetti.
Bazı ülkelerin ise bunalım ne derece büyük olursa olsun, geçmesini beklediğini dile getiren Gündoğan şöyle devam etti: "Ülke sonrasında olağan durumuna döner. Bunalım önemli bir değişime yol açmamış olur. Çünkü kamu otoritesini değiştirme yönünde güçlü bir kamusal baskı ya yoktur ya da kamu otoritesi baskı ve denetime kapalı veya duyarsızdır".
Doç. Dr. Gündoğan, mevcut salgının tüm dünyayı etkilemekte olduğu için, kamu otoritesinin daha az sorumlu tutulacağını hatırlatarak, bu sebeple kamu otoritesi üzerindeki değişim baskısının da daha az olacağına vurgu yaptı.
Bunalım karşısında kendini yenileyen toplumların önemli özellikleri bulunduğuna dikkat çeken Gündoğan, “Bu toplumlarda hem demokrasi güçlüdür hem kamu mülkiyeti oranı önemli bir ağırlıktadır hem de kamu bürokrasisinin niteliği yüksektir” dedi.
Doç. Dr. Gündoğan, bu özelliklerin bulunmaması durumunda çoğunlukla, yeni seçimler yoluyla partilerin, politikacıların, yüksek bürokratların yer değiştirmesi ve bazı yüzeysel idari reformların yapılmasıyla yetinildiğini kaydetti.